2 Nisan 2017 Pazar

İlerlemekten Korkma

Sessizce bulunduğun yerde olmak bazen dinlendirir, bazen de sıkıcı gelir. Peki bu değişkenliği belirleyen dış faktörler mi? Yoksa içimde benden başka yaşayan bir ben daha mı var?
Bugün zevk aldığım şeyi yapıyorum, ama yarın o şeyden zevk alacağımı kim söyledi?
Evet söyledi birileri. Bizim her zaman aynı şeyleri hissetmemiz gerektiğini, eğer bu böyle olmazsa “maymun iştahlı” etiketini alacağımızı, doğduğumuz günden bu yana sürekli söylediler! Bunları duymakta bir problem yok, çünkü onlara da bu söylendi.J
Asıl problem şu ki; bize söylenilenleri koşulsuz kabul ettik.

Peki bugün yapmayı seçtiğim her ne ise yarın değişebilir mi? Evet değişebilir.
İşin, ortamın, arkadaşların, çevren, şehrin, ülken de değişebilir. Nasıl? Biraz ürküyor gibiyiz, bu cümleler hiç de alışık olmadığımız türden hem de 2017 de…

Belki de mutsuzluğun altında yatan, bu değişime olan direncimizdir. Kısmen evet!
Buna başka bir pencereden bakıyorum. İlerleme korkusu…

Aslında içindeki ses senin ilerlemen konusunda rehberlik ediyor. Sen bu sesi korkularından dolayı dinlemediğin zaman durağanlaşan bir göl misali tüm kirlilikleri yüklenmeye başlıyorsun. Gelişmek, üretmek, faydalı olmak, spor yapmak, diyet yapmak, yeni yerler keşfetmek, sosyalleşmek, kariyer yapmak, kazancını artırmak, eğitim almak vs… Daha birçok şey ile doldurabiliriz. Senin değerlerine hizmet eden tatlı bir iksir… İlerlemek…
Yaşamına hizmet eden, seni ilerlemeye götüren o iksiri bulman çok kolay. Çünkü sana sürekli "yap!" diyor. Ya içindeki sesi dinliyorsun, ya da sana ait olmayan cümleleri kafanda kendine fısıldayıp duruyorsun. Bu döngüden çıkmanın zamanı gelmedi mi sence de? Korkma, adım at! Maymun iştahlı falan olmuyorsun. Başla, gerisi zaten geliyor. ;)


17 Ocak 2017 Salı

YENİYİ GÖR

Bundan yıllar önce sistem insanlarını anlayamazdım. Disiplini, sistemi, kuralları vs... Kaçardım da zaman zaman yanlarında bulunmak istemezdim. Ne hikmettir ki hayatımda hep böyle insanlar oldu. Ve şu an anladım ki her şeyin bir matematiği sistematiği, düzeni, disiplini var. Boşlukta olduğunu ZAN ettiğimiz gezegenlerin galaksilerin matematiğini anlamak zor değil. Seni seviyorum dediğin kişinin beynine ulaştırdığın frekansın bir matematiğinin olduğunu söylesem...
Çalışma yapmadan, o matematiğin denklemini kurmadan sonuç alamıyorsun.
Yani 5 mt yürümeden 5 mt nin sonuna, o noktaya ulaşamıyorsun.
Sevgi vermeden sevgi alamıyorsun.
Şefkat vermeden şefkat alamıyorsun.
Beyninden çıkardığın her oluşumu yaşamında alıyorsun zaten.
Nasıl mı? Çünkü matematik böyle söylüyor.
Biraz bilimsel makaleleri yayınları takip edenler şu hokus pokusvari konuşmalardan, başkalarından medet ummaktan, kendindekileri unutup tamamen dışarıya odaklanmaktan vaz geçerler.
Sohbet ettiğim sözde entellektüel görünen insanların bazılarından şöyle sözler duyduğumda gülüyorum. " İnsanlara iyilik yapmayacaksın... herkes menfaat peşinde... vs..."
Senden çıkanı seyrettiğini bilmiyorsun!
Çünkü henüz YENİYİ GÖRmedin...