Sessizce bulunduğun yerde olmak bazen dinlendirir, bazen de
sıkıcı gelir. Peki bu değişkenliği belirleyen dış faktörler mi? Yoksa içimde
benden başka yaşayan bir ben daha mı var?
Bugün zevk aldığım şeyi yapıyorum, ama yarın o şeyden zevk
alacağımı kim söyledi?
Evet söyledi birileri. Bizim her zaman aynı şeyleri
hissetmemiz gerektiğini, eğer bu böyle olmazsa “maymun iştahlı” etiketini
alacağımızı, doğduğumuz günden bu yana sürekli söylediler! Bunları duymakta bir
problem yok, çünkü onlara da bu söylendi.J
Asıl problem şu ki; bize söylenilenleri koşulsuz kabul
ettik.
Peki bugün yapmayı seçtiğim her ne ise yarın değişebilir mi?
Evet değişebilir.
İşin, ortamın, arkadaşların, çevren, şehrin, ülken de
değişebilir. Nasıl? Biraz ürküyor gibiyiz, bu cümleler hiç de alışık
olmadığımız türden hem de 2017 de…
Belki de mutsuzluğun altında yatan, bu değişime olan
direncimizdir. Kısmen evet!
Buna başka bir pencereden bakıyorum. İlerleme korkusu…
Aslında içindeki ses senin ilerlemen konusunda rehberlik
ediyor. Sen bu sesi korkularından dolayı dinlemediğin zaman durağanlaşan bir
göl misali tüm kirlilikleri yüklenmeye başlıyorsun. Gelişmek, üretmek, faydalı
olmak, spor yapmak, diyet yapmak, yeni yerler keşfetmek, sosyalleşmek, kariyer
yapmak, kazancını artırmak, eğitim almak vs… Daha birçok şey ile
doldurabiliriz. Senin değerlerine hizmet eden tatlı bir iksir… İlerlemek…
Yaşamına hizmet eden, seni ilerlemeye götüren o iksiri
bulman çok kolay. Çünkü sana sürekli "yap!" diyor. Ya içindeki sesi dinliyorsun,
ya da sana ait olmayan cümleleri kafanda kendine fısıldayıp duruyorsun. Bu
döngüden çıkmanın zamanı gelmedi mi sence de? Korkma, adım at! Maymun iştahlı
falan olmuyorsun. Başla, gerisi zaten geliyor. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder